2 Ağustos 2014 Cumartesi

ÇAĞDAŞ HUKUKÇULAR ÜZERİNE

       
       

 “Tam bir yıl oldu bugün, bu şerefli uğraşa başlayalı,
Şu ana kadarki sicilim eh, oldukça başarılı
Ama bu, benim kişisel yeteneğimden çok
Toplumca hapse düşkünlüğümüzden olmalı
“Asker millet” diye bilinirdik 12 Marttan önce,
Şimdi ise yediden yetmişe hapishaneciyiz milletçe!”

Mısralarının sahibi Selçuk Kozağaçlı ve Çağdaş Hukukçular Derneği savunmasından bahsetmek isterim. Adalet, evrensel bir anlam içerir. Dünyanın neresine giderseniz gidin her yerde “ hak ve hukuka uygun davranmak” cümlesiyle karşılaşırsınız ülkemiz dışında tabi ki. Ne yazık ki ülkemizde adalet iktidarın dışında kimseye hak ve hukuka uygun davranmıyor. Hukuk iktidarı tartınca yargı bağımsız değil ötekini tartınca yargı bağımsızlığına saygı göstermeliyiz denerek iki yüzlü davranılıyor.(En basit örneği yolsuzlukla ilgili operasyonu yapan yargı bağımlı iken Sebahat Tuncel’e ceza veren onu onayan yargı ise bağımsızmış iktidar öyle diyor her neyse konumuza dönelim) Bağımlı olan yargıya  öyle bir yürek tokat attı ki; kırk fırın ekmek yese düzelmez. (Ki biliyorsunuz ana akım medya Çhd başkanı yurt dışında gibi cümleler kurarak Selçuk Kozağaçlı kaçacak ülkeye dönmeyecek gibi bir hava estirmeye çalışsa da Suriye’de olan Selçuk abi iki gün içinde ülkeye döneceğini söyledi. Bunlar devrimci avukatları kapitalistlerle karıştırdılar(!))Ezilenin yâri ve yardımcısı olan Selçuk Kozağaçlı öyle bir savunma yaptı ki hukuk fakültesinde ders olarak anlatılacak cinsten. Hatırlarsanız ÇHD’ye (Çağdaş Hukukçular Derneği)operasyon yapıldı ve bir sürü devrimci avukat gözaltına alındı. Taylan Tanay’ın göz altına alınışını hiç unutmuyorum ezilenleri bir gün olsun yalnız bırakmamış mangal yürekli adam, direnmek nedir bize tekrar öğretti.  Nerde haksız yargılama nerede savunmasız biri onun yanında Çağdaş hukukçular. Onlar kendi tabirleriyle;” tüm sahipsiz cenazelerin sahibidirler.” Umudu tükenmişlere umut oldular. Tutuklu milletvekilleri, Kck’lileri, devrimcileri, sosyalistleri hiç tereddüt etmeden savundular. Hukuk sisteminin çöktüğü şu devlete hukuk dersi verdiler her seferinde. Bıkmadan, yorulmadan ve uslanmadan! Uslanmadan çünkü genleri köklü bir sosyalist gelenekten geliyor. Cümlelerinde Nazım’ın ustalığı, Âpe Musa’nın isyanı, Cemal Süreyya’nın aşkı vardı. Sözleri keskin bıçak gibiydi Bedreddin'in torunlarıydı onlar. Bu güzel yürekli insanlar şimdilerde hukuksuzluğun yüz karası iktidar sahiplerince göz altına alındılar. Müvekkillerini savunurken söyledikleri gibi komik suçlamaların aynısını bu kez kendilerine bir koz olarak kullanıyor bu zalım devlet. Uslandıracağını zannediyor, paslandıracağını sanıyor, susturacağını sanıyor oysa unutuyor ki bu insanların kalbi damarlarına kan pompaladığı sürece direnmeye devam edecekler. 

Tutuklamalar yapıldıktan birkaç gün sonra TBMM Tv’de Barış ve Demokrasi Partisi’nin Eş genel Başkanı Sayın Selahattin Demirtaş grubunun toplantısında gündemi değerlendiriyordu.  Konuşmasının ortasında şöyle dedi: “Allah Selçuk Kozağaçlı'yı yargılayacak hakim ve savcılara yardım etsin.” Gerçekten de öyle Selçuk abimiz öyle cümleler kurdu ki en sağlam hakim bile sus pus olur. Gelin beraber o cümlelerinden derlediğim birkaç savunma metinlerini sizlerle paylaşayım.

"Asla Hizaya Girmeyeceğiz. Akıllı Olmayacağız, Devletli Olmayacağız"
"Beni en iyi anlayacak olan DGM'lerdir, çünkü onlar ihtisas mahkemeleridir" 
"Amerika izin vermeden tuvalete gidemeyen, Amerika şifresini söylemezse uçağını uçuramayan, kendi ülkesindeki Nato üslerinin rica minnet kapısından geçemeyen, makamını, eğitimini, aklını, servetini, rozetini emperyalizme borçlu olan sizden mi öğreneceğiz kimin ajan olduğunu? Burada özgürlük yok diye kendi çocuklarını Amerika’da okutanların polisi mi bize başka ülkeler lehine faaliyet öğretecek? Bizi de kendiniz gibi beyzbol sopası ile terbiye olacak mı sandınız?
Haddinizi bilin!"
Gerçekten de öyle “haddinizi bilin”!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder