18 Ekim 2017 Çarşamba

Akın Çubukçu: "Hacettepe Eczacılık Nerede?"


Babamın Eczanesi kitabını ilk duyduğumda çok sevinmiştim çünkü ismini sürekli duyduğum ama hiç karşılaşmadığım bir insanın yanına röportaj bahanesiyle gitme şansı bulmuştum. Bu konuda kimden yardım alabilirim diye düşünürken aklımdan hemen Betül Abla ve Mustafa abi geçti. Onlardan Akın abi ile ilgili çok şey dinleme şansım olmuştu. Mustafa abi sağ olsun bana “seni yarın ben götürürüm hem de bende görmüş olurum” dedi. Diğer gün beni aldı ve yanına götürdü. Hoşbeş ettiler beni tanıştırdı ve Mustafa abi gitti. Eczaneye ilk gittiğimde dikkatimi ismi çekmişti neden ismini yeni hayat koymuş diye düşünürken sohbet sırasında geçmişten bahsetti. Sivas’ta babasının eczanesinde yaşadıklarını anlattı. Sivas’ta kurulu bir düzenleri varmış ve bu düzeni bir noktadan sonra bırakıp Ankara’ya gelmişlerdir. Akın abi Eczacılık fakültesini İtalya’da okumuş ve döndüğünde ülkesinde uzun bir süre akademisyenlik yapmıştı. Tüm bunları bir tarafa bırakıp konuya dönersek Sivas’ta bıraktıkları düzeni Ankara’da kurmaya çalışmışlar o yüzden eczanenin ismi de “yeni hayat” eczanesi olmuş diye düşünüyorum. Eczanenin içine girdiğinizde tarih kokusu ciğerlerinize kadar işliyor. Hele akın abinin radyosundan yükselen müzik sesi sizi alıp götürüyor. Tek başına dimdik ayakta Ulus’ta eczane eczacılığı yapıyor. Akın Çubukçu, akademisyenliğinin yanında çok iyi bir meslek örgütçülüğü yapmıştır. Ankara’da Çağdaş Eczacılık hareketinin öncülerindendir. Ankara eczacı odası başkanlığından tutun TEB ikinci başkanlığına kadar örgütün her alanında yer almıştır. Dersi sadece amfide yani fakültede vermemiştir Akın Hoca, meslek örgütünün her alanında çalışarak geriden gelenlere her alanda ders vermeye devam etmiştir. Ki onun oluşturduğu okuldan Olcaylar, Erkallar, Sevgiler, Betüller Mustafalar ve daha niceleri çıkmıştır. Akademisyenliğin sadece okulda ders vermekten ibaret olmadığını da çok güzel örneklemiştir. Akın abi hayatın her alanına dokunmuştur. Babamın Eczanesi bir solukta okunan bir kitap ve bu kitap geçmişte nice zorluklarla eczacılık mesleğini icra etmiş toplumun her türlü sağlık ihtiyacını karşılamış bir eczacının yaptığı mücadelesi ilerde kendisi gibi eczacı olacak oğlu tarafından kaleme alınmasıyla ölümsüzleştirilmiştir. Akın abi her zaman üretmekten üretimden yana biri olmuştur. Babamın eczanesi kitabını uzun zaman önce Tekirdağ Şarköy’de bir eczacıya gönderdim. 3-4 gün sonra telefonum çaldı. Arayan çok fazla aranıp ama ulaşmakta zorluk çekilen majistral sanatının efsanesi Süleyman Onur Kıyak’tı. Bana şöyle dedi: “Erdal beni öyle mutlu ettin ki bilemezsin. Kargoyu aldığım gibi kitabı bir solukta okudum. Bazı sayfaları gözyaşları içinde okudum. Akın hocam bizim için hoca, abi, arkadaş dost aklına gelebilecek her şey olmuştu. Senin vesilenle en kısa zamanda onu ziyaret edeceğim.” Bu güzel ifadelere bu güçlü sahiplenmeye karşı kiminin Akın Hocası ve kiminin akın Abisi duyarsız kalamazdı. O da kendisinden bekleneni yaptı ve ikinci kitabı yazdı. Akın çubukçu “Hacettepe Eczacılık Nerede?” kitabıyla okurlarıyla tekrardan buluştu.

Teşekkürler Akın abi öğrettiklerin ve öğreteceğin her şey için.