Kooperatifler tekelleşen ilaç sanayisi ve globalleşen
dünyada eczacıların varlığını devam ettirebilmeleri için birlikteliğin tek
vücuda geldiği yapılardır. Yine kooperatifler, Birlikte hareket etme
dayanışma ve ekonomik anlamda demokratik kurumsallaşma olarak evrensel bir
örgütlenme biçimidir. Kooperatifler bir amaç değil başlı başına bir araçtır. Bu
araç küçük sermayelerin bir araya gelmeleri sağlaması hem ferdi ekonomiye
katkısı hem de toplumsal kalkınmanın başlıca yollarından yegâne örneklerinden
birisidir.
Uluslararası Kooperatifler Birliği’nin eski yöneticilerinden Watkins’in de çok güzel ifade ettiği gibi "Kooperatifçilik; ekonomik hareketten yararlanan bir eğitim ve öğretim cihazıdır."
Kooperatiflere salt ekonomik örgütlenme olarak bakmak
sizleri yanıltır. Kooperatifler eğitim ekonomik ve toplumsal açıdan da
örgütlenme yeridir. Kooperatiflerle ilgili bir sorunu ya da konuyu ele
aldığımızda ekonomik açıdan bir değerlendirme sizleri dar anlamda eleştiri
yapmaya iter. Ki bu bakış açısı sizi kapitalizm sisteminin içine dâhil ederek
eritir. Kooperatifleri genel anlamda bakmanın eleştirmenin daha yerinde
olacağını düşünüyorum. Ülkemiz de eczacı kooperatif hareketinin geçmişi
Silifke’ye kadar uzanmaktadır. Köklü bir geçmişe sahip bu tarih kimi zaman
sevinçleri beraberinde getirirken kimi zaman bu sevinçleri hüzne de
bırakmıştır. Eczacılar olarak kooperatiflerin geçmişine bakarak bugünlere
geldiğimizde güçlü kooperatif yapılanmalarının varlığı da hepimizin sevinci
olmaktadır.
Son dönemde kooperatiflerin temel sorunu EDAK’tır. Bu
noktada sorunu daraltıp bu bir kooperatifin sorunudur diyerek çıkarıp atarsanız
genel perspektife bakmamış olur ve ticari depoların ekmeğine yağ sürmüş
olursunuz. Çünkü sistem içerisinde her şey birbirine bağlıdır ve domino etkisi
yaratabilir. Kooperatif hareketinin varlığı hepsinin varlığı ile mümkündür.
Herhangi birindeki olası sorun tamamının varlık sorunu haline gelir. Bu açıdan
EDAK'a sahip çıkmak sadece mesleki ve örgütlülük açısından değil,
kooperatiflerin varlığının teminatı açısından da gereklidir. Tarihsel olarak
bakacak olursak diye söze girip eskiden ticari depoların kapılarında
bekliyorduk falan demek yerine size bir soru sormak istiyorum. Yakın zamanda ilaç kuru değişiminden dolayı yaşanan ilaçların yoka girdiği dönemde size hangi
depo ilaç temin etti? (Ki kooperatifler elindeki ilacı eczacıya eşit
bölüştürür) Cevabı nettir. Eczacı kooperatifleri! Bu bağlamda aslında
tarihten gelen ticari depo kapısında bekleme olayı yerini bilgisayar/telefon
başında sipariş verirken bekleme olgusuna dönüştürdü. Sistemin eczacıyı yok
etmesinin önündeki yegâne dayanaktır kooperatifler. Kooperatiflerle ilgili
bilinci de yeni gelen nesile iyi aşılamak gerekiyor. Vade sayısının fazla
olması otomasyon sistemlerinin hediye edilmesi yeni eczane açacak gençler için
kulağa hoş geliyor olabilir fakat uzun bir perspektifte olaya baktığınızda
sizin ticari depoya bağımlılığınızdan başka bir şey değildir! Eczacılık
Fakültelerinde Eczacılık Tarihi derslerinde kooperatif hareketinin varlığından
dahi söz edilmemesi aslında kooperatif bilincinin oluşmaması açısından da temel
sorundur. Eczacılık fakültelerinden mezun olan gençlerin Neşe Gülersoy’u, Nur
Işık Boyacıgiller’i, Naci Doğan ve daha nicelerini bilmeden(Sanırım Öğrenci
kongrelerinde sponsor sunumlarında ya da fotoğraf yarışmalarında arada bir
duyuyorlar) mezun oluyorsa ve siz sonradan bu gençlerden eczane açarken depo
tercihinde olaya maddi açıdan bakmamasını beklerseniz haksızlık etmiş olursunuz.
Bu açıdan temeldeki sorunu da bir an çözmenin faydalı olacağını düşünüyorum.
Gelelim EDAK ile ilgili düşüncelerime; EDAK, Neşe
Gülersoy’un Işık Boyacıgilller’in emanetidir. EDAK’a sahip çıkmak her eczacının
tarihsel bir sorumluluğudur. EDAK’ta yaşananacak ufak bir çatırdamanın tüm
sonuçlarının nelere mal olacağını iyi analiz edilmelidir. Öz gücümüz olan
kooperatiflere her alanda sahiplenilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yöneticileri
istediğimiz kadar eleştirebiliriz. Genel kurullarda yerden yere de vurabiliriz
lakin bu, bizlerin tarihten gelen sorumluluğunu ortadan kaldırmaz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder